DP İzmir İl Başkanlığı, Aşure Günü’nde İzmirlilere Aşure Hediye Etti
demokratik Parti İzmir İl Başkanlığı, Muharrem ayının 10’unda başlayan “Aşure Günü” nedeniyle kentin farklı meydan, cadde ve sokaklarında İzmirlilere aşure ikramında bulundu. DP İzmir İl Başkanı Ozan Demirbaş, “Gıda fiyatlarındaki fahiş zamlar nedeniyle vatandaşlar aşure kazanlarını kaynatamadı.”
İzmir’in Basmane Meydanı’nda düzenlenen etkinliğe Demokrat Parti İzmir İl Başkanı Ozan Demirbaş da katıldı. Öğle saatlerinde dağıtılmaya başlanan aşureler gün boyu yüzlerce vatandaşa ikram edildi. İkramlara yoğun ilgi gösteren vatandaşlarla yakından ilgilenen Önder Demirbaş, program boyunca vatandaşlarla görüş alışverişinde bulundu.
“BAHİSTEN DAHA İYİSİNİ BIRAKMADIK”
Önder Demirbaş, gıda fiyatlarındaki fahiş zamlar nedeniyle bu yıl vatandaşın aşure yapamadığının altını çizerek, hükümete ağır sözler yükledi. Önder Demirbaş, “Aşure geleneği Hz. Adem’in tövbesi, Hz. Musa’nın Kızıldeniz’den geçişi ve Nuh Hz. Günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Aşure, onların döneminde bolluk ve bereketin simgesi olmaktan çıktı” dedi.
“AŞÜRE LEZZETİNİ ÖZLEDİLER”
Gıda enflasyonunun aşurenin lezzetini de bozduğunu vurgulayan Lider Demirbaş, “Buğday, nohut, fasulye, incir, tarçın, şeker gibi 40’a yakın malzemeyle hazırlanan, bolluk ve merhametin simgesi olan aşure, şekerle tatlandırılıyor. Muharrem sofralarında lezzetini odun ateşinden, rahmetini duadan alan vatandaşlar, 40’ı bırakın, sadece 4 çeşitle aşure yapamaz hale geldi. Bir tencerede.Doğalgaz,elektrik ve gıda fiyatlarıyla bunu yapmak mümkün değil.Türkiye gibi tarım potansiyeli çok yüksek olan bir ülke ithalata bağımlı hale geldi.Şeker fabrikaları neden satıldı? Ne oldu da asgari ücretle 10 tas aşure yapmak için 16 saat çalışmak zorunda kaldı? Ne oldu da EYT ve emekli işçiler bir tas aşureye giderken iç geçirdiler? Aşurenin tadını kaçırdılar.”
“PERSONELİMİZ BAŞARIYA HAZIR”
Türkiye’nin krizden çıkma potansiyeline sahip olduğuna işaret eden Başkan Demirbaş, şunları söyledi:
“Uzun zamandır kaynaklarını yanlış yöneten bir ülkeyiz. Daha da kötüsü, öncelikleri keyfi kararlarla belirlenen bir ülkeyiz. Öyle bir tarihsel eşikteyiz ki, ekonomik olarak asimetrik bir çaba sarf etmemiz gerekiyor. Değişimin hızının hiç olmadığı kadar yüksek olduğu bu çağda bu rekabette var olabilmek için başta beşeri sermayemiz olmak üzere tüm milli güç unsurlarımızı maksimum kapasitede kullanmak ve yeniden kodlamak zorundayız. tüm milli güç unsurlarını ülkemizin güç kapasitesine denk bir siyasi akıl, ekip ve programla bir araya getirirsek bunları başarabiliriz.Büyük milletlerin tarihinde tarihi bir belge Bir kez başaran bir kez daha başarır.İşte bu yüzden buradayız. Bugün bu büyük ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar ve riskler, bir asır önce karşılaştığımız risklerden farklı değil.”